ALİ TUNÇKOL
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit

Milli Mücadelede Samatlı Saide Ana

A- A+ Paylaş

Genel Durum

Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti'nin de içinde bulunduğu İttifak Devletlerinin yenilgisiyle sonuçlandı. 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi ile Osmanlı orduları dağıtıldı, silahları toplandı, donanması gözaltına alındı, ulaştırma ve haberleşme kurumlarına el konuldu. Yunanlılar 15 Mayıs 1919'da İngiliz donanmasının koruması altında 20 bin kişilik bir kuvvetle İzmir'e çıktılar.

Menderes ve Gediz vadilerinden içeriye doğru ilerlemeye, Batı Anadolu'yu işgale başladılar. Yunanlıların İzmir'e çıkışından dört gün sonra 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Paşa, Bandırma vapuru ile Samsun'a çıktı. Görevi bölgede asayişi sağlamaktı. Ancak vatanın içine düştüğü durumu gören Mustafa Kemal Paşa, bütün milleti işgale tepki göstermeye, bütün Anadolu'yu bağımsızlık bayrağı altında toplanmaya çağırdı. Erzurum ve Sivas Kongrelerinde önemli kararlar alındı. 23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM açıldı. Düzenli bir ordu kurulmaya çalışılıyordu. Yunan ordusu Batı

Anadolu'da ilerleyerek Nazilli, Uşak, Balıkesir, Bursa'yı ele geçirip Ankara'ya yöneldi. 23 Ağustos 1921

 13 Eylül 1921 tarihleri arasında 22 gün süren Sakarya Savaşı ile Yunan ordusu durduruldu. Ordumuz, düşmanları vatan topraklarından atmak için Büyük Taarruz hazırlıklarına başladı. Yurt içindeki uzak depolarda bulunan ve İstanbul'dan kaçırılan silah ve cephaneler cepheye ulaştırılıyordu. İstanbul ve Çanakkale Boğazları'nın İngilizlerin elinde kalmasını istemeyen Sovyetler de Türk ordusuna silah ve cephane yardımı yapmayı kabul etti.

Milli Mücadelede Bolu Bölgesi

Bolu, İstanbul ve Anadolu arasında önemli bir geçit yeridir ve Ankara'ya da çok yakındır. Düzce — Akçakoca güzergâhıyla Karadeniz'e, Hendek — Adapazarı yolu ile İstanbul'a bağlanır. Milli Mücadele yıllarında İstanbul'dan Anadolu'ya geçişlerde ve Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden Batı Cephesi'ne yapılan askeri sevkiyatta, silah ve mühimmat ulaştırılmasında Bolu önemli bir konuma sahipti. Bu geçişleri engellemek isteyen İngilizlerin yürüttüğü Milli Mücadele karşıtı propagandaların da etkisiyle bir ara Bolu, Düzce, Mudurnu dolaylarında ayaklanmalar çıktı. Milli Mücadele sırasında Zonguldak, Ereğli, Akçakoca, Amasra, Bartın, İnebolu gibi Batı Karadeniz limanları üzerinden Batı Cephesi'ne önemli miktarda mühimmat ve teçhizat sevkiyatı yapıldı.

Samatlı Saide Ana

Batı Cephesi'ne yapılan bu silah ve cephane sevkiyatlarından biri de Akçakoca— Düzce — Kaynaşlı — Abant, Samat köyü ve Mudurnu üzerinden yapıldı. Cesur bir kadın olan Samatlı Saide Ana yanına yedi yaşındaki oğlu küçük Tevfik'i de alarak jandarmalar tarafından köylerine getirilip bırakılan ve köylülerin arabalara yüklediği silah ve cephanelerin Nallıhan'a götürülmesi sırasında arabalardan birinin başına geçerek köylüleri ile birlikte Nallıhan'a gitti. Saide 1874 tarihinde Mudurnu'nun Samat köyünde dünyaya gelir. Köylüsü Ahmet ile evlenen Saide'nin bu evlilikten Ayşe, Mustafa, Kadir, Mehmet, Kadriye ve Tevfik adlarını verdikleri altı çocukları dünyaya gelir. 1915 yılında doğan ve ailenin en küçük çocuğu olan Tevfik henüz bir yaşında iken babası Ahmet vefat eder. Ailesinin geçiminin sağlanması ve çocuklarının sorumluluğu Saide Ana'nın omuzlarına yüklenir. O günlerde savaş çeşitli cephelerde bütün şiddetiyle devam etmektedir. İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve

Yunanlılar Anadolu'yu paylaşmak için harekete geçmiştir. İstanbul Hükümeti, İtilâf devletlerinin isteklerine boyun eğer. Mustafa Kemal Paşa ise bu durumu kabul etmez. Samsun'da istiklâl ateşini yakar ve Milli Mücadele'yi başlatır.

Silah — Cephane Sevkiyatı

TBMM açılmış, düzenli bir ordu kurulmuştur. Ancak ordunun silah, cephane, erzak ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaçlar çeşitli kaynaklardan temin edilerek cepheye ulaştırılmaya çalışılır. Bir gün jandarmalar Abant Dağları üzerinden Samat köyüne yüklü miktarda silah — cephane getirir ve köylülerden bunları Nallıhan'a götürmelerini isterler. Silah ve cephaneler Nallıhan'da yetkililere teslim edilecek oradan da cepheye ulaştırılacaktır. Silah ve cephanenin başında birkaç jandarma kalır diğer jandarmalar geri giderler. Samat köylüleri, yirmi araba hazırlayarak silah ve cephaneleri bu arabalara yüklerler. Kafileye jandarmalar refakat edecektir. Arabalar hazırdır ama her arabanın başında bir kişinin gitmesi ve hayvanları yönlendirmesi gerekmektedir. Yıllardır süren savaşlar nedeniyle köyde pek az erkek kalmış, arabaların yanında gidecek yeterli sayıda erkek yoktur. Saide Ana: - Arabalardan birinin başında ben giderim, der. Yanına yedi yaşındaki oğlu küçük Tevfik'i alır, hazırlığını yapar, yolda yiyecekleri ekmeği ve katığı bir bohçaya koyarak bohçayı sırtına bağlar. Silah — cephane yüklü arabalardan birinin başına geçer ve köylüleriyle birlikte jandarmaların nezaretinde Nallıhan'a doğru yola çıkarlar. Kafile önce Mudurnu'ya sonra da Karayokuş Dağları'nı aşarak birkaç gün süren zorlu bir yolculuktan sonra Nallıhan'a ulaşır. Silah ve cephaneler arabalardan indirilip yetkililere teslim edilir. Nallıhan'a götürülen silah ve cephaneler oradan da cephelere götürülecek ve Yunanlılarla savaşan askerlerimize ulaştırılacaktır.

Saide Ana ile oğlu küçük Tevfik ve Samatlı köylüler yüklerini boşalttıkları arabalarıyla Nallıhan'dan ayrılarak geldikleri yoldan, Karayokuş Dağları'nı aşarak Mudurnu üzerinden köylerine dönerler.

Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasında cesur ve kahraman Türk kadınlarının büyük payı vardır.

Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bize bu vatanı, bu Cumhuriyeti armağan eden atalarımızın ruhları şad olsun. Cumhuriyetimizin 100. Yılı —29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.

(Bilgi: Mili Mücadele sırasında Mudurnu- Samat köyünden arabalarla silah ve cephanelerin Nallıhan'a götürülmesi olayını, Saide Ana'nın ( 1874 — 1939) torunu ve 103 yaşında vefat eden Tevfik Türk'ün ( 1915 — 2018) oğlu olan öğretmen Abdullah Türk (1954), babası Tevfik Türk'ten dinlemiş ve 26 Eylül

2023 tarihinde Mudurnu'da yaptığımız bir sohbet sırasında anlatmıştır.)

(Yararlanılan Kaynaklar: 1. Nutuk — Atatürk / 2. Şu Çılgın Türkler — Turgut Özakman / 3. Birinci Dünya

Savaşı'ndan Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluşu'na BOLU VE ÇEVRESİ (Olaylar ve İz Bırakanlar)- Erol Evcin 4. Atatürk — Lord Kınross — Bir Milletin Yeniden Doğuşu )

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

2 yorum yapılmış

  • Metin GÜÇ (2 ay önce)
    Çok güzel bir yazı. Sayenizde aydınlandık. Tşkrler.
    0
    0
    Yanıtla
  • Nazım Ulusoy (5 ay önce)
    Elinize sağlı Ali abi.İlk defa duyduğum bir anı.Kurtuluş savaşına katkı veren tüm kadın ve erkeklerimize tanrıdan rahmet dilerim.Mekanları cennet olsun.
    %100
    %0
    Yanıtla

ALİ TUNÇKOL yazıları